8 Mart Dünya Kadınlar Günü Seramik Sergisi ‘Mahrem Namahrem’
İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarının kutlanmasına ayrılan ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ her yıl 8 Mart tarihinde kutlanan ve Birleşmiş Milletler tarafından tanımlanmış uluslararası bir gündür. Kısaca ‘Dünya Kadınlar Günü’ adıyla anılan ve tüm dünyada çeşitli etkinliklerle anılan bu günün ilk ortaya çıkışı, temelinde büyük bir trajediyi barındırmaktadır. 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlar. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, sonrasında da çıkan yangında kaçamayarak 129 kadın işçinin bulundukları yerde can verişleri ile sonuçlanan grev bundan tam 53 sene sonra 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’da yapılan Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın “Uluslararası Dünya Kadınlar Günü” olarak anılması önerisi ile tekrar gündeme gelir ve oybirliğiyle kabul edilir.
Türkiye’de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlanmaya başlanır. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından “Dünya Kadınlar Günü” kutlamaları ülkemizde de devam etmektedir. Peki Türkiye’de kadın olmak, çalışan kadın, üreten kadın olmak, sanat üreten kadının gözünden kadın olmak nasıldır?
5 Aralık 1934, Türk kadını için büyük öneme sahip bir tarihtir. Atatürk Devrimleri’nin en önemlilerinden birisinin, kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının tarihidir bu. İlk defa 1934 tarihinde Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile kadınların ilk kez oy kullanmasının ve aday olabilmesinin önü açılmıştır. Türkiye; Fransa’dan ve İtalya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştır. Peki 85 sene önce atılan bu büyük adıma ragmen 85 sene sonra şu anda ülkemizde kadınlar hak ettikleri yerdeler mi? Bu gün 2019 senesinde ülkemizde kadınlar hangi sorunlarla boğuşmakta? 21. Yüzyılda, teknoloji çağında ülkemizde kadınlar için tablo ne yazık ki karanlık. Türkiye’de gün geçmiyor ki yeni bir kadına şiddet, taciz, tecavüz haberi ile uyanmayalım. Geçen yıl 409 kadın cinayete kurban giderken, çalışan kadınların oranı istatistiklere göre yalnızca yüzde 28’de kalmakta. Kadınların en büyük sorunu şiddet ve bunu işsizlik, eğitimsizlik ve taciz takip etmekte. Eğitimle herşeyi çözmek mümkün. Peki ama her kız çocuğu eğitim alabiliyor mu? Eğitim eşitliğinden söz etmek mümkün mü? Okula gideceği yaşta evlendirilen kız çocukları ise ülkenin kanayan yarası iken bunu engelleyecek herhangi bir devlet politikası var mı? bir önlem alınıyor mu? Her gün kadınların şiddet gördüğü, cinsel saldırıya uğradığı, aşağılandığı topraklarda tüm bu karanlık tabloya rağmen mücadele eden, yan yana duran, sesini yükselten kadınlar da yok değil. Bu nedenle kadının olduğu yerde ‘umut’ var demek ve aynı dili konuşan kadınların seslerini birlikte duyurmaları için bir araya gelmeleri zamanıdır belki de. Bundan ilham alarak biraz da; sanatın birleştirici, bütünleştirici ve iyileştirici gücünü kullanarak bir araya gelen 8 kadın sanatçı seslerini eserleri aracılığı ile izleyenlere duyurmanın çabasındalar.
Son dönemlerde özel tarihlerin ve anma günlerinin ticari kaygılarla gölgelendiği, satış kaygılarının kutlama nedenlerinin önüne geçtiği ve anlamını yitirmeye başladığı dikkat çekmekte. Buradan yola çıkarak bu anlamlı günü anlamlı bir etkinlik ile anma fikri ve suya sabuna dokunan güçlü bir kadın beraberliği doğmuştur. Bursa Akeramos Sanat Merkezi sanat direktörü seramik sanatçısı Sayın Aysun Çölbayır Diniz’in daveti üzerine ülkemizin yetiştirdiği 8 değerli kadın seramik sanatçısı bir araya gelerek bir sergide toplanmaya ve kendi gözlerinden, kendi dillerinden ‘kadını’ anlatmaya çalışarak yaklaşmakta olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde anlamlı bir sergi ile dikkatleri sanat ile kadının birlikteliğine çekmeye karar vermişlerdir. Serginin konusu hususunda “Mahrem ve Namahrem” teması etrafında toplanmaya karar verilmiştir. Serginin ana konusunu oluşturacak olan bu konuda sanatçılar kendi üslupları, teknikleri, ifade biçimleri ile yeni özgün sanatsal üretimlerini ortaya koymaktadırlar. Peki bu sergide izleyiciyi neler bekliyor? Bu sergide “Mahrem Namahrem” kavramları etrafında şeklillenen kadına dair pek çok farklı mesele seramik malzeme ile yüzeyde, formda, düzenleme olarak farklı teknik ve malzeme zenginlikleri ile birlikte izleyicinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Yasak elmadan alınan ilk ısırıkla cennetten kovulan Adem ve Havva ile başlayan hikayenin yansımalarını göreceğiz seramik formlarda. Mahremiyet kavramının insanın gözlerindeki ve bakışlarındaki yansımalarını ve giz ve gizlilik kavramı ile ilişkilendirilip çamura aktarımlarını bulacağız. Herkese, her kültür ve yaşanmışlığa göre farklılık gösteren mahrem kavramı negatif ve pozitif olarak formlara yansıyacak kimi eserlerde. Kimi eser karşısında gizlenmeye çalışılanın çekiciliğini düşüneceğiz aksi iddia edilse de. Toplumumuzun ağır yarası olan çocuk gelinler ve pedofili ile sarsılacağız kimi çalışmaların karşısında. Hapsolmuş, uçamayan bir bedenin içinde arayacağız kadın bedenini. Uzun uzun düşündürecek, akıllarda kalacak, kadının gözünden kadını anlatacak bu sergi.
Aysun Çölbayır Diniz,
Candan Güngör,
Deniz Onur Erman,
Ece Kanışkan,
Mutlu Başkaya,
Oya Turay Uzuner
Özgür Saraçoğlu Kaptan ve
Şebnem Toker Bahar’ın seramik eserlerinden oluşan “Mahrem Namahrem” karma seramik sergisi 08 Mart 2019 Cuma tarihinde saat 18:00’de Bursa Akeramos Sanat Merkezi Galerisi’nde sanatseverlerle buluşacaktır. 08-29 Mart tarihleri arasında “Mahrem Namahrem” karma seramik sergisine ev sahipliği yapacak olan Akeramos Sanat Merkezi, Kadınlar Günü etkinliğini, Güney Kore’li seramik sanatçısı Kim Yong Moon’u ağırlayarak sürdürecektir. 09.Mart.2019 tarihinde saat 12:00-17:00 arasında sanatçısının gerçekleştireceği seramik çalıştayına katılım sağlanabilir.
Deniz Onur Erman